4 Aralık 2022 Pazar
Pravişte(Mübadele Bölgeleri-16)
Sarışaban(Mübadele Bölgeleri-15)
Kavala(Mübadele Bölgeleri-14)
Drama Sancağı(Mübadele Bölgeleri-13)
Drama Sancağı
Drama, Selanik Vilayetinin 3. Sancağıydı. Egnatia yolu üzerindedir. Osmanlı yönetimi döneminde Drama Sancağı; Drama merkez kazası, Kavala, Pravişte, Sarışaban ve Ropçoz kazalarından oluşmaktaydı.
Drama Merkez Kazası
Kentin eski adı Drabescok olup Osmanlı kaynaklarında geçen Drama adı bu isme dayanır. Kentin ne zaman kurulduğu bilinmemekle birlikte tarihinin Makedonya Krallığı dönemine kadar uzandığı anlaşılmaktadır. Bu görüşü doğrulayacak şekilde kentin güneyinde tarihi Filippi Krallığı’nın kalıntıları mevcuttur. Kent, Bozdağ’ın eteklerinde kurulmuştur. 19.yy ortalarından itibaren Drama bir tütün kenti olmuştur. Kırsal alanda en önemli geçim kaynaklarından biri tütün üretimiydi. Drama Sancağında üretilen tütünler kent merkezindeki atölyelerde işleniyor ve Kavala Limanı’ndan ihraç ediliyordu. Halkın diğer önemli bir geçim kaynağı ise pamuk üretimi ve çadır bezi dokumacılığıydı. Osmanlı ülkesinin her yanına çadır bezleri buradan gitmekteydi. Kentin içindeki Karpuzkaldıran (Aya Varvara) kaynak suyunun çevresinde halen ayakta olan eski tütün işleme atölyeleri ve zenginlerin konakları yer almaktadır. Drama Sancağında nüfusun büyük çoğunluğu Türklerden oluşuyordu. Şemseddin Sami Kamus’l Alam’da “Ahalisinin kısm-ı azamı Müslim ve kusuru Rum ve Bulgar vesairedir” diyor. 20. yy. başlarında Drama’yı ziyaret eden seyyah Abbott izlenimleri de aynı doğrultudadır. Abbott, reji idaresinde çalışan birkaç yabancı ve 130 kadar Yunan ailenin dışında geri kalan nüfusun tamamının Müslümanlardan oluştuğunu bildirmektedir.1859 yılında Drama Sancağında etnik yapıya göre nüfusun dağılımı şöyledir. Müslüman: 210.000, Rum-Bulgar Hiristiyan: 30.000, Çingene: 15.000, Yahudi, Ermeni, Arnavut: 1000. 1878 yılında Drama Sancağında nüfusun Müslüman ve Hıristiyan olarak dağılımı ise şöyledir: Müslüman: 270.998, Hıristiyan: 43.549 Evliya Çelebi, Drama’da Bey Camii (Drama Kalesi içinde), Atik Camii (Beyazıd Camii),Molla Camii, Ak Mehmet Ağa Camii, Büyük ve Küçük Tekke Camileri ve 7 tane mahalle mescidinin varlığından söz eder.Bu camilerin içinden sadece Beyazıd Camii, Ayios Nikolaos Kilisesi olarak varlığını sürdürmektedir. Drama’da mübadeleden önce Kâinat adlı bir gazete çıkıyordu.Mübadele’de Drama kent merkezine yakın olan yerleşim yerlerinde yaşayan mübadiller tren yolunu kullanarak Türkiye’ye gelmişlerdir. Drama mübadillerinin tütüncü olanları Ege Bölgesi ve Samsun’a, çiftçiler ve hayvancılıkla geçinenler ise daha çok Trakya ve Marmara Bölgesi’ne iskân edilmişlerdir. Günümüzde Drama, Doğu Makedonya ve Trakya Bölgesi’ne bağlı bir il merkezidir
.Nevrekop(Mübadele Bölgeleri-12)
Zihne(Mübadele Bölgeleri-11)
Demirhisar(Mübadele Bölgeleri-10)
28 Kasım 2022 Pazartesi
Batı Trakya İle İlgili Çalışmaların Bazıları
23 Kasım 2022 Çarşamba
Manastır Vilayeti Kozana Sancağı Kayalar Kazası-HAYDARLI Köyü'nden Gelenlere Ait Kayıtlar
1924 yılında mübadele ile Türkiye'ye gelen ve tasfiye talepnamesi veren Haydarlı köyü'nden gelen kişiler şunlardır:
Florina(Mübadele Bölgeleri-8)
Serez Sancağı(Mübadele Bölgeleri-9)
Manastır Vilayeti(Mübadele Bölgeleri-7)
21 Kasım 2022 Pazartesi
Kılkış/Avrethisar(Mübadele Bölgeleri-5)
Katrin(Mübadele Bölgeleri-6)
Langaza(Mübadele Bölgeleri-4)
Vodina(Mübadele Bölgeleri-3)
Balkanlarda Türk Komitacıları
Komitacı, siyasi bir amaca ulaşmak için silahlı mücadele yapan gizli topluluk veya örgüte bağlı kimse.
Balkan harbinden sonra başlayan Rumeli ve Batı Trakya‘da yaşayan Türk’lerin kendilerine yapılan saldırılara karşı korunmak amacıyla direniş ve müdafaa amaçlı münferit Komitacılık faaliyetleri Fuat BALKAN’ın liderliği altında 1919 senesi 5 Haziranından itibaren teşkilatlanarak 1923 senesi 20 Temmuz tarihine kadar 4 sene 45 gün devam etmiştir.
Bilindiği üzere birinci dünya savaşından yenik çıkan Osmanlı Devletinin imzaladığı Sevr barış anlaşmasına dayanarak Yunanlılar 15 Mayıs 1919 da İzmir’e asker çıkararak Anadolu içlerine doğru yürümeye başlamışlardır.
Paris barış konferansı “Yunan işleri Komisyonu” 1 Mart 1919’da Batı ve Doğu Trakya’yı Yunanistan’a vermiş, karar 10 gün sonra 11 Mart 1919’da “Yüksek Konsey” tarafından durdurulmuş, ancak 7 aylık bir beklemeden sonra, 17 Ekim 1919’da IX.ncu Yunan Tümen Komutanı general Leonardopulos İskeçe’yi resmen işgal etmiştir. 18 Ekim 1919’da Bulgarlar, “Nöyi” antlaşması gereği B.Trakya’nın 6 Kazasını tahliye ederek Yunanlılara bırakmışlardır.
19 Mayıs 1919 da Mustafa Kemalin Samsun’a çıkmasından sonra başlayan Kurtuluş savaşı 9 Eylül 1922’de Yunanlıların İzmir’den denize dökülmesiyle sonuçlamıştır. Ancak Kurtuluş savaşı Anadolu’da verilmiştir. Anadolu’da Kurtuluş savaşı devam ederken Rumeli ve Batı Trakya’da neler olmuşturda Yunan ordusu Trakyada ilerliyerek İstanbul’a kadar gelememiştir. “Yunan Megalo Idea”sının esası İstanbul’u ele geçirmek değilmidir? Bunun için muhakkak ki birçok siyasi sebepler söylenebilir ama her zaman Yunan’lıların yanında olan galip devletlerin yöneticileri kendilerinin ilelebet İstanbul’da kalamıyacaklarını ve menfaat çatışmaları nedeniyle hiçbirisinin tek başına buraya sahib olmasına diğerlerinin müsaade etmeyeceğini hesap etmiyorlar mı idi. Eğer Mustafa Kemal kurtuluş savaşından galip çıkmasaydı, İstanbul Osmanlı padişah’ına mı bırakılcaktı?
Anadolu’da devam eden savaş sırasında Yunan ordusunun ilerlemesini engelleyen en büyük sebeplerden belkide en büyüğünün Batı Trakyadaki Komitacılık faaliyetleri olduğu aşikardır. Çünkü bu ilerlemeyi engelliyecek ne Osmanlının askeri ve siyasi gücü vardı, nede galip devletlerin Yunanlılara bu yönde bir baskısı.
Fazla tarihi detaya girmeden Batı Trakyadaki Türk Komitacılık faaliyetlerinin ne anlama geldiğini Erkan-ı Harbiye-i Umumiyenin (Genel Kurmay Başkanlığı) harekat şubesinde çalışan Saffet ARIKAN’ın Fuat Balkan’a söylediği şu sözler çok güzel izah etmektedir.
“ Bana bir tek Yunan neferinin saf dışı kılınmasının günde asgari yüz fişeği yaktığı hesap edilse ve isabetin de yüzde bir olduğunu kabul etsek , her günkü zayiatımız harbin devamı müddetince günde bir nefer olacaktır. Senden Türk ordusunu beklediği vazifenin esası . Avrupa toprağındaki Yunan ordusunun olduğu yerde tesbit etmektir. Allah bu vazifende muvaffak kılsın (*)
KOMİTACILIK EYLEMLERİ
15 Eylül 1921 – Edirneli Kara Bekir: Meriç kazasında Ahirköy yakınında Emirler deresi köprüsünün 10 kg dinamitle havaya uçurulması, 1 Lokomotif ile 15 vagon tahrip edilmesi.
1 Ekim 1921 – Sarışaban’lı İsmail Cavuş ve Adem Ağa : Karasu çevresindeki 8 Km.lik demiryolu ile telefon- Telgraf hatlarının tahribi .
10 Ekim 1921 – Dramalı Topal Osman :Drama – Nusratlı arasındaki bir demiryolu köprüsü ile 100 metrelik demiryolu hattının ve 800 metrelik telefon-telgraf hattının tahrib edilmesi.
Adem Ağa müfrezesi : Karasu demiryolu üzerindeki tünelin ön kısmını tahrip etmiştir
Edirneli Kara Bekir ve Kaptan Marof müfrezesi, Meriç havzasında faaliyet göstermişler,
(*) İlk Türk komitacısı Fuat Balkan’ın hatıraları . Arma yayınları. İst. 1998
P.Tğm. Sabri Bey müfrezesi Koşikavak’ın 30 Km güneydoğusundaki Çukurköy – Kütüklü bölgesinde konuşlanmış, mühimmat ihtiyaçları ; Rilo Balkanında mühimmat fabrikası sahibi “Ganco Budevski” den temin edilmiştir.
İstihbarat Şebekesi :
Başkan : Bekir Sıtkı Bey
Merkez : İskeçe
Doğu Makedonya İstihbaratı : Sarışabanlı Meto +Doksat’lı Metoş
Batı Makedonya İstihbaratı : Darıdereli İbrahim Çavuş ; Maşkovalı Resul Kadir, Kahyaoğlu Şevket ve Şer Ahmet tarafından sağlanmıştır.
2 Kasım 1921 – Türk + Bulgar karma mifrezesi : Küleliburgaz civarında 10 Metrelik bir demiryolu köprüsü ile 120 Metrelik telefon- telgraf hattının tahribi.
29 Ocak 1922 - Okçular – Hüseyinköy istasyonları arasındaki demiryolu köprüsünün havaya uçurulması ve 400 Metrelik telefon – telgraf hattının tahrib edilmesi.
19 Mart 1922 – Mesta (Karasu) nehri üzerindeki demiryolu köprüsü ve 80 Mt.lik telefon-telgraf hattının tahribi
20 Mart 1922 – Drama –Nusratlı arasındaki köprünün ikinci defa tahribi
4 Haziran 1922 – Bodoma – Kösemescit arasında asker sevkiyatı yapan trene baskın
6 Haziran 1922 – Drama – Bük arasındaki demiryolu köprüsünün tahribi
4 Ağustos 1922 – Badume-Kösemescit arasında seyreden bir askeri trene tüfekle ateş açılması, ufak bir köprü ile telgraf hatlarının tahrip edilmesi.
15 Ağustos 1922 – İskeçe – Otmanören balkanında bir Yunan müfrezesinin pusuya düşürülerek 4 ölü, 10 yaralı verdirilmesi ve 8 esir alınması
3 Kasım 1922 – Dedeağaç kuzeyindeki Bulgarlarla meskun Doğanhisar ve Derbent köyleri komitacı müfrezelerin geçit noktaları olduğunda Yunanlıların bu noktaları elde tutmak amacıyla yaptıkları Çilanka denilenYunan askeri kulelerinin kamilen tahribi ve devriye muhafız erlerinin imhası
19 Kasım 1922 – İstruma nehri Bük istasyonu ile Nusratlı köy istasyonları arasındaki Kozluköy civarında hareket halinde olan askeri sevkiyat trenine tüfek ve bombalarla taarruz.edilerek zayiat verdirilmesi ve telgraf hatlarının tahrib edilmesi.
21 Kasım 1922 – Tğm. Abdulgani kumandasında 200 tüfekli Küçükdere köyünde, Fuat Balkan kumandasıda 3 eşkıya çetesinden oluşan 300 tüfekli İpdere köyünde hazırlanmasını müteakip gece hareketle şafakla beraber Şahin-Mahkova-Çalapedi köylerinin sarılarak, üçüncü Yunan tümeninin 6.ncı alayı bölgesinin basılması, Şahinköy’de 100 den fazla yunan neferinin öldürülerek askeri barakaların yakılması. Mahkova-Ilıca köylerinde subaylarla beraber6 neferin haklanarak, iyice sarılan alayın birinci bölüğünün bulunduğu Çalapedi köyünde de bölük efradının kamilem imha edilmesi. Çalapedi köyü gayet iyi sarıldığından bölükten kimse kurtulamamış. Şafakla yapılan baskın sırasında bir evin penceresinde mevziye konmuş bölük makinalısı, Fuat Balkan’ın müfrezesinden “Ömer Çavuş” ile “İskeçeli Küçük İsmail” tarafından makinelinin ateş ettiği pencerenin dibine kadar sokularak fırlattıkları iki el bombası ile susturulmuş. Bölüğün 2 Hoçkis makineli tüfeği ve bir bomba tüfeği ile cephane, silah, telefon dahil 16 mekkaresi ve yüklenilebildiği kadar askeri malzeme ganimet olarak alınmıştır. Bu müsademelerde eşkıya grubundan “Topal Kadir” ile “Tğm. Abdulgani Efendi” dahil toplam 10 şehit verilmiştir.
22 Kasım 1922 – Meriç havzasındaki Yedekli- Merhametli istasyonları arasındaki şimendifer köprüsünün tahribi.
26 Kasım 1922 – Dedeağaç yakınındaki Hırka istasyonunda, askeri sevkiyat yapan trene baskın yapılarak uzun bir zaman ateş altına alınmış 22 ölü, 36 yaralı verdirilmiş. Aynı gece İskeçe şimalindeki Yassıören nahiyesinde bulunan Yunan kıtalarına baskın neticesinde 18 ölü, 34 yaralı verdirilmesi.
3 Aralık 1922 – Nusratlı-Bük arasındaki telefon-telgraf hatlarının tamamen tahrib edilmesi
6 Aralık 1922 – Drama şimalindeki Delibaş köyünde bulunan Yunan kotasına baskın. 18 ölü, 24 ağır yaralı. Aynı tarihte Gümülcine-Dedeağaç demiryolu üzerindeki Demirbeyli istasyonuna baskın, istasyon binasının tahribi ve jandarma muhafız birliğinin imha edilmesi.
15 Aralık 1922 – Dedeağaç mıntakasında Baduma-Hırka hattı güzergahında bulunan hat muhafızlarına taarruz edilerek Baduma’dan Hırka istasyonuna gelmekte olan askeri sevkiyat trenine baskın38 ölü, 36 yaralı
“Fuad Balkan kumandasındaki komitacılar Batı Trakya da taarruzlarını şiddetlendirerek devam ederken, Bulgar Makedonyasının Nevrekop bölgesinde “Makedonya Komitesi” emrinde komitacılık faaliyetleri gösteren Türkler’den oluşan (Cafer Tayyar Bey kıtasından Bulgaristan’a iltica etmiş olan ) Yüzbaşı Eczacı Nuri Bey kumandasındaki müfreze, Serez havalisindeki Yunan kıtalarını tacizle askeri birlik ve techizat intikallerini sekteye uğratmıştır. Yunan ve Sırp hükümetleri bu komitacıların yakalanması için Bulgaristan hükümetine yaptıkları baskılar sonucu, Bulgar Dahiliye nazırı Dimitrof kendisine verilen yakalama emrinin icrası için harekete geçtiğinde Makedonya komitesi tarafından tertiplenen bir pusuya düşürülerek şoförü ile beraber ortadan kaldırılmıştır”
10 Ocak 1923 – P.Tğm Hayri Bey müfrezesi Dedeağaç çevresi köyleri topa tutmuş, Dedeağaç kilisesi civarında askeri çadırlı kampa ve hareket halindeki trene ateş edilerek zayiat verdirilmiş, PTT binası, Elk. Santralı ve mühimmat depoları tahrip edilmiştir. (Müfrezenin elindeki bu top, Demirhisar torpidobotundan sökülmüş 3.7 çapında bir gemi topudur. “İstanbul Muavenet-i Bahriye” grubundan Komodor Alb Nazmi Bey vasıtasıyla birçok zahmetlerle komitacılara ulaştırılmış ve Fuad Balkan tarafından uzun uğraşlar sonucu zor zahmet kara topuna dönüştürülmüştür.)
18 Ocak1923 - P.Yzb. Fuad Balkan 100 kişilik müfrezesi ile Dedeağaç, Durmuşlar köyüne baskın yaparak buraya zorla iskan ettirilmiş 400-500 kişilik Rum göçmenine B.Trakya’yı terk ettirmiştir.
24 Ocak 1923 – Gümülcine-Bademli köyü civarında askeri barakalara yapılan baskınla , barakalar yıkılarak 45 ölü, 20 yaralı verdirilmiş, aynı gece başka bir müfreze ile Kara kasamasında 12.nci Yunan piyade Tümeni karagah binasına el bombasıyla taarruz edilerek karışıklıklar çıkartılmış 8 yüksek rütbeli subay yaralanmıştır.
28 Ocak 1923 – Gümülcine-Dedeağaç demiryolu Demirbeyli istasyonuna baskın yapılarak 10 er öldürülmüş, istasyon bölgesindeki tüm telefon telgraf hatları tahrib edilmiştir.
27 Mart 1923 – Toplarını Anadoluda bırakıp kaçan Yunan kuvvetlerine İngilizler sandıklar içinde Dedeağaç’a getirdikleri 10 batarya sahra topunu vermişler, perişan ordusundan kalan altı tümenini techiz ederek Meriç cephesini tahşit eden general Pangalos’un karargahı olan Gümülcine şehri gece eldeki küçük topla ateş alına alınarak maneviyatı zaten bozuk olan düşman taciz edilmiştir.
4-5 Nisan 1923 – Paskalya gecesi P.Yzb. Şevket Bey ve Ankaralı İsmail çavuş kumandasındaki bir müfreze ile Gümülcine’nin 8 Km kuzeyindeki Kırcaali-Gümülcine şosesinden şehir top ateşine tutulmuş 35 mermi atılmış, 10.uncu mermide şehir karanlığa gömülmüş, kolordu karagahı, PTT md.lüğü ve Elk. Santralı tahrip edilmiştir.
23 Nisan 1923 – Dedeağaç’tan Gümülcine’ye gitmekte olan bir askeri tren Çobanlı istasyonu civarında bir Türk- Bulgar karma müfrezesi tarafında baskın yapılarak vagonlar ve lokomotif dinamit kullanılarak tamamen imha edilmiş, 25 er ölü, 30 er yaralı verdirilmiştir. Aynı müfreze dönüşte Şapçı köyüne ait kulübelere yerleşmiş Rum muhacirler silah kullanılarak kasabayı terke zorlanmıştır.
14 Mayıs 1923 - Dimetoka’nın Meriç’e karışan Kızıdeli nehrinin Bulgaristan’da geçit veren Küçük Derbent köyünden Yunan toprağına geçilerek 6.ıncı Yunan tümen 20.nci alayının bulunduğu Kayacık ve Başkilise köyleri topla mücehhez bir müfreze tarafından ateş altına alınarak bir hayli tahribat verilmiştir.
15 Mayıs 1923 – Sofulu’nun güneyinde bulunan Tahtalı, Doğanhisar, Bahadırviran ve Durmuşlu Bulgar köylerine iskan edilen Rum muhacirlerine baskın ile B.Trakyayı terke mecbur edilmiştir. Yunan kuvvetleri tarafından el konulan Doğanhisar, Durmuşlu, Bahadırviran ve Yunuslu köylerine ait 4000’e yakın koyun mülazim Hayri efendi kumandasındaki bir müfreze tarafından silah kullanılarak geri alınmış ve sahiplerine geri verilmiştir.
31 Mayıs 1923 – Darıdereli İbrahim çavuş müfrezesi, Serez’den İskeçe’ye komutayı devralmak için gelen Yunan 24.ncü Alay kumandanı ve yaveri, Şahin nahiyesi jandarma bölük kumandanı , Ilıca’da bulunan birinci tabur kumandanı Mahkova köyünde halkaı toplayıp konuşma yapıktan Şahin-Elmalı arasına pusuya düşürülmüş, 4 Komutan ile 3 muhafız er öldürülmüş. Bir nefer pusu dışında kalarak kurtulmuştur.
21 Kasım 1923 - P.Ütğm. Abdülgani ve 200 kişilik müfrezesi, Şahin, Çalapedi ile Küçükdere köylerine baskın vermiş, Fuad Balkan komutasında Kopuk Said, Karacehennem, Topal Kadir müfrezeleri 100 kişi ile İpdere’ye baskın, Çalapedi’deki 6.ncı Yunan Alayı 1.nci bölüğü tamamen imha edilmiş, Şahin’deki Yunan kuvvetlerine 100 ölü ve 86 yaralı verdirilmiş, Ilıca’da ise 2 subay ve 44 er öldürülmüştür. Bu baskında P.Ütğm. Abdülhani ile Topal Kadir ve 8 mücahid şehid düşmüştür. Şehidler Çalapedi’de defnedilmişti
Batı Trakya’da yürütülen Komitacıllık faaliyetleri sırasında 6.ncı Yunan tümeni 3 Yıl müddetle B.Trakya’da kalmış ve 7870 kilometre karelik bir alanda seferi vaziyette tutulmuştur. 1919 Senesi 5 Haziranından 1923 senesi 20 Temmuzuna kadar 4 sene 45 gün zarfında Yunan kuvvetleri karşısında yürütülen müsademelerde 40 Türk, 40 Bulgar olmak üzere toplam 80 şehit ve ölü verilmiş olup hiçbirinin mezarı bile belli olmadığı gibi şehit ailelerine de mateessüf bir yardım imkanı olmamıştır. Allah hepsinin mekanını cennet etsin.
Hiçbir suçu olmadığı hatta komitacılarla hiçbir alakası olmadığı halde Yunanlıların sırf terör yaratmak ve yıldırmak maksadı ile öldürdüğü türklerin isimleri :
İskeçe’nin Mahkova köyünden : Hacı Hüseyin damadı Nuri Efendi, Kosoğlu Mehmet Çavuş, Hacı Mustafa oğlu Mehmet, İbiş oğlu Mehmet
Şahin köyünden : Mehmet, İbiş İsmail oğlu Hüsnü, Paşa Ahmet Aga, Hacı Bedel oğlu Hafız Salih efendi, biraderi Molla Ahmet efendi, Manav oğlu Ahmet Aga, biraderi İdris efendi, Şinik oğulları aile efradından 8 nüfus kamilen öldürülmüş
Ayrıca Çiftlik Bazderesi kulübeliklerinden 10 hane tamamen imha edilmiştir
Ilıca karyesinden : Uzun Hasan oğlu Besim, biraderi İsmail Cevdet ve oşlu Mehmet, İmam Molla Hüseyin efendi, İbrahim Beşe oğlu Kadir, Muhtar oğlu Ahmet, Topal oğlu Hüseyin, Onbaşı oğlu Hüseyin ve oğlu Mehmet, Zümre oğlu Hasan, Onbaşı oğullarından Köçek oğlu Ferhat, oğlu Nuri efendi
Sarıyer köyünden : Salih Kahya, oğlu Mehmet, biraderi Hüseyin
Sarışaban halkından 18 kişi katledilmiştir.
İskeçe’ye tabi Öğenören, Ayvacık, Yassıören, Zeynelli’den 11 erkek 1 kadın.
Kurthasan köyünden 2, Müslümteke köyünden Korular Mustafa Aga 2 çocuğu ile beraber,
Kocaman Mutlu köyünden 1, Yence’den 1, Traşmanlı’dan 2, Beyobası köyünden 3 ölü, Okçular’dan 1, Fıçılı köyünden 1, Kara köy’den Rasi Aga, Boyacılar köyünden Yetim Ahmet Aga, Drama Kozlu köyünden Mehmet Aga sopa ile dövülerek öldürülmüş
Karacaköy’den Hasan Aga, Hacı Mustafa oğlu Salim ve Kamil, Kırmacı Ahmet Çavuş
Radiboş kariyesi imamı Hasan efendi mahdumu Salih, Mehmet Aga mahdumu Kazım
Cebel’de Çarşova köyünden Adem oğlu Hasan, Bektaş oğlu Ahmet, Çıtak Hüseyin oğlu Hasan, biraderi Halil oğlu ile beraber, Abdullah Mustafa oğlu molla Hüseyin öldürülmüş, Ahmet Kostelko sağ ve sol kolları kesilerek vahşiyane bir şekilde öldürülmüş
Ayvacık köyünden Karahoca oğlu İsmail, mahdumu Halil, Aziz oğullarından Mehmet eşi ve çocuğu ile beraber öldürülmüş, o evde saklanan Halil meydana çıkıyor onuda öldürüyorlar.
Gümülcine Şap.ı nahiyesinden Osman oğlu Osman, Hacı Halil, Kahveci oğlu Mustafa, kunduracı Sadık, aşağı mahalleden Hacı Mustafa oğlu Sadık.
Çelebi köyünden Maya Hasan Aga,
Hasanlar köyünden iki kardeş, Nizam oğulları,
Kurular’dan Koca Sait oğlu Agus, kardeşi Hüseyin, Mehmet oğlu Mustafa
Mahmutlu’dan Hacı Mahmut,
Ada’dan Salih Aga’nın çocuğu Mehmet,
İskeçe’nin Beyobası’ndan Akif,
Traşmanlı köyünden Recep Aga,
Mizanlı’dan Besim,
Misvaklı’dan Ali oğlu Hasan
Kurtalan’dan Salih Aga,
Isıca köyünden 2, Kozluca köyünden 2, Succak’tan 1,
Yassı köyünden Ali efendi ile Dikçe Selim Aga
Darıova Köylü (100 kişilik komita müfreze komutanı) Canbaz Hüseyin Ağa, Bir ihbar sonucu Mamatlı köyünde yaralı olarak saklandığı bir tütün kuyusunda kan izleri takip edilerek bulunmuş, teslim ol çağrılarına cevap olarak fişekleri bitene kadar ateş ile karşılık vermiş, mermisi bitince vurularak öldürülmüş ve kafası kesilerek bir sırığın ucunda bütün bölge köylerinde dolaştırılmıştır
Harbin devamı müddetince hiçbir sebep gösterilmeksizin muhtelif Yunan adalarında hapis edilerek envai türlü işkencelere maruz kalan Türk aydınları:
Hanya Hapishanesinde :
Kavala’dan Hamdi Sait, mahdumu Sadettin, Hamdi Süleyman, Abdülkadir, Alaettin, sabık mebus Recep Lütfi, Şerafettin Alışan, sabık mebus Hafız Mehmet Ferit, Koyak oğlu Hacı İsmail, Ziraat mektebi mezunu Ahmet Muhtar, Mehmet, Mehmet Necmettin, tütün amelesi Hafızın Rıza, talebe Abdürrahman.
Selanik Hapishanesinde :
Muharrir Yusuf Ziya, tütün amelesi Hasan Basri, Mahmut Nazmi, berber Hafız Cevdet, Darıovalı Osman, katip İbrahim Ethem,
Dramadan Hanya ve Golos hapishanesinde :
Sabık mebus Raif Kerim, tüccar Osman Remzi, tütün tüccarı Parmaksız Hasan efendi, Doktor Ziya, tütün amelesi Emin, tütün tüccarı Mustafa Sabri, Yüklü Kadri Bey, elbise tüccarı Hüseyin Hüsnü, dava vekili Ferit Demir, eğraftan Kemal, Kazım, Seyit, Mahmut beyler, tütün tüccarı büyük ve küçük Hüsnü beyler, tütün zürraı (ziraatçısı) Yakup ve Hasan efendiler ile Mustafa Aga, tütün simsari Mehmet Aga ve damadı Mehmet efendi,
Pravişte kazasından Pravişte müftüsü, cemaat-ı islamiye karibi Mehmet Talat efendi, cemaat azasından Arap Hüseyin, sandık emini Ali efendi, tüccardan Karcı oğlu Mehmet Aga, İmam Hüseyin efendi, kayınbiraderi Ahmet Bey, değirmenci Ali Aga.
İskeçe eşrafından : Süleyman Bey, Süleymen Nutku, berber Mehmet, Hacı Eşref, Sevilizade Hilimi Adil Bey, Molla Mümün, Tekirdağlı Ali efendi,
Kireççi’liden : Abdürrahim, Çavuş oğlu Ferruh Hilmi efendi, Doktor Nazif, Apti efendi, kömürcü Mahmut,Demir efendinin Sabri, İsmail efendi, Raykovalı Mahmut, hancı Şaban efendi, Hacı İbrahim, İdris, Reşit Bey, Rahim Bey, Halim efendi, Galip efendi, Pomak Reşit,
Gümülcine eşrafından : Hakkı Bey, dava vekili Kamil efendi,
Meşeli köyünden : Recep Aga
12 Ekim 2022 Çarşamba
Karaferya(Mübadele Bölgeleri-2)
Karaferye, Osmanlı yönetimi döneminde Selanik Sancağına bağlı bir kaza merkeziydi. Karaferye, Selanik’in batısında yer alır. 1372 yılında Gazi Evrenos Bey ve Hayreddin Paşa tarafından fethedilmiştir.1900’lü yılların başlarında, 8489 nüfuslu, 2102 haneli, 369 dükkân, 19 cami ve mescit, 6 kadar kilise, 1 rüştiye Mektebi, 6’sı İslam ve 5’i Hıristiyanlara mahsus 11 adet ilk mektep ile 2 kışla, 1 hastane ve 1 hükümet konağı bulunmaktaydı.Çok verimli topraklara sahip olan Karaferye kazasında her türlü meyve ve sebze üretimi yapılıyordu. Özellikle bağcılık çok gelişmişti. Senelik şarap üretimi 1,5 milyon, rakı üretimi 150 bin ton civarındaydı. Bölgede ipek böceği üretimi ve ipekçilik çok gelişmişti. Ağustos nahiyesinin şarabı çok ünlüdür. Karaferye kazası Ağustos nahiyesiyle 71 kadar köy ve çiftlikten oluşuyordu. Kasabada ve Ağustos nahiyesinde iplik fabrikaları Selanik Vilayeti ve civarının iplik ihtiyacını temin etmekteydi. Ulah aileleri tarafından dokunan çorap ve şayak gibi ürünler kasaba dışındaki pazarlarda aranır durumdaydı. Kasabada her yıl “Ayandon” adlı bir panayır düzenlenirdi.
Günümüzde; restore edilen Medrese Camii (Eminzade Hacı Ahmed Ağa Camii), Medrese, Hükümet Konağı ile restore edilmeyi bekleyen Atik Camii, Bayır Camii, Çifte Hamam, Çelebi Sinan Bey Camii, Çirmen Camii gibi eserler fonksiyonsuz da olsa ayaktadır. Ayrıca Barbuta Bahçeleri ve Osmanlı Döneminden kalma Türk ve Yahudi Mahallelerinde bazı yapılar hala ayaktadır. İlk Hititologumuz, Prof.Dr Sedat Alp ve Bestakar Hafız Hüseyin Tolan Karaferye’lidir. Günümüzde Karaferye (Veria), Orta Makedonya Bölgesine Orta Makedonya Bölgesine bağlı Imathia ilinin merkezidir.
6 Ağustos 2022 Cumartesi
Yenice-i Vardar(Yanniça)Mübadele Bölgeleri-1
Yenice-i Vardar(Yanniça)
***Giannitsa ya da Yannitsa, Yunanistan'ın Pella vilayetinde, Vardar nehri kıyısında, 2001 itibarıyla nüfusu 26.296 olan bir şehirdir
***Yenice-i Vardar Selanik Sancağına bağlı bir kaza merkeziydi. Kasaba, Selanik’e 40 km. uzaklıktaki düz bir ovada Gazi Evrenos Bey tarafından kurulmuştur. Kasabanın düz bir ovada ve bir göl kenarında kurulmasının en önemli nedeni at yetiştiriciliğine uygun bir yer olmasıdır. Yenice-i Vardar kasabasına bağlı 89 köy ve çiftlik vardı. 1800’ün sonlarında 1616 hane, 8280 nufusu barındırıyordu. Buğday, pirinç, pamuk, keten, susam ve tütün üretimi yanında bağcılık da çok gelişmişti. Ayrıca bez ve kilim dokumacığı da yapılmaktaydı.
***Kasabada, 520 dükkan, 12 fırın, 25 han, 3 hamam, 10 cami, 1 rüştiye, 2 medrese, 5 tekke, 2 imaret, 1 saat kulesi, 1 gaz deposu, üç katlı bir kışla-i hümayun ve Gazi Evrenos Bey ile ahfadının türbeleri vardı.Mübadeleden sonra Gazi Evrenos Bey türbesi bir süre çırçır fabrikası olarak kullanılmış, 2006 yılında Yenice-i Vardar Belediyesi tarafından restorasyonuna başlanmış ve restorasyonu 2009 yılında tamamlanmıştır. Saat kulesi de belediye tarafından restore edilmiştir. Günümüze kadar ulaşan iki cami ve iki hamam ise harabe durumdadır. Günümüzde Yenice-i Vardar (Gianitsa), Orta Makedonya Bölgesi’nin Pella iline bağlı bir belediye statüsündedir.
5 Ağustos 2022 Cuma
Mübadil Masalı Örneği
Mübadil Masalı Örneği/Sözlü Tarih Çalışmalarımdan...
"Ayşecik Fatnecik"
Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman kalbur saman içinde,
Ayşe ve Fatma adında iki kız varmış. Fakat anası ve babası Fatma’yı hiç sevmezlermiş. Bir
gün anası babasına ata semeri koy odun yükleyelim ve dağa gidelim demiş. Annesi onlara
yolda yemeleri için çörek yapmış. Babası ve Fatma yola çıkmış, yolda iken babası Fatma’ya
eğer canın su isterse çöreği tekerle çörek nerede durursa orada su çıkar demiş. Fatma çöreği
tekerlemiş, çörek az gitmiş uz gitmiş dere tepe düz gitmiş ve ormanın yanına gitmiş, Fatma da
çöreğin peşinde gitmiş, çörek yıkılınca oradan su çıkmaya başlamış, Fatma’da suyu doya
doya içmiş. Fakat hava kararmıştı ve Fatma babasını aramış, Fatma sarı sakallı, kır saçlı baba
diye ağlarmış, daha sonra uzak bir yerde küçük bir ışık gören Fatma oraya doğru gitmiş, orası
koca karının eviymiş kapıyı çalmış ve yaşlı kadın kapıyı açmış, fakat onu içeri almamış.
Fatma’ya “sen kara kediye git” demiş, daha sonra kara kediye gitmiş ve ona misafir olmuş,
kara kedide geceleyin kalmış, sabah olunca kara kedi ben süt almaya gideceğim, sen
yavrularıma bak demiş. Fatma yavrulara bulamaç yapmış, bulamacı soğutup onlara beslemiş.
Kendilerin annesi bu durumdan memnun olmuş, Fatma’yı çok sevmiş, Fatma’ya bir oda
açmış ve ‘sen burada yuvarlan’ demiş, oda yuvarlanmış ve üzeri karasakız olmuş, başka bir
odanın kapısını açmış, orası da altın doluşmuş, orada da yuvarlanmış böylece üzeri altın
olmuş. Kara kedi Fatma’ya seni ailene götüreyim der ve yola çıkarlar. Fatma’yı gören horoz
öterek ‘Fatma altınla geliyor’ demiş, annesi de inanmamış ve horozun ayağını kırmış, ‘benim
kızım öldü, onu kurtlar yemiş’ der. Horoz tekrar ötmüş ve ‘Fatma altınla geliyor’ demiş,
anansı bakmış ki Fatma gelince buna çok sevinmişler. Bu defa da Ayşe’yi gönderirler
Ayşe’de tıpkı Fatma gibi aynı şekilde kara kedinin yuvasına varır. Kara kedinin yavrularına
Ayşe bulamaç yap, yavrulara bulamacı soğutmadan sıcak olarak yedirdiği için yavrular ölür.
Yavruların öldüğünü gören kedi Ayşe’yi tırmalar ve yüzünü kan içinde bırakır. Ayşe’nin eve
geldiğini gören horoz öter, ‘Ayşe kanlar içinde geliyor’ buna kızan annesi ayağını kırar, horoz
yine öter ‘Ayşe kanlar içinde geliyor’, annesi birde ne gelsin Ayşe kanlar içinde gerçekten.
Annesi hemen Ayşe’ye ne olduğunu sorar, o da ‘kedinin yavrularını sıcak bulamaçla yaktım ve hepsi öldü’ der. Annesi ve babası bu olaydan sonra hem Ayşe’yi hemde Fatma’yı eşit
şekilde sever..
Kaynak:Kavala-Sarışaban-Çağlayık▶️
Samsun-Vezirköprü-Aydoğdu
2.Kuşak Mübadil Nevriye KAYA(1940)
27 Şubat 2022 Pazar
Mübadillerden Kalan Hatıralar-18
Yalova’da Koruköyü’ne yerleştirilen mübadillerden Fatma Kanat şunları söylemektedir:
Mübadillerden Kalan Hatıralar-17
Babası ailesi ile birlikte Drama’nın Demirciören Köy’ünden
Yalova’da Hacı Mehmed Köyüne yerleştirilen Arif Atılgan şunları aktarmaktadır:
SELANİK VİLAYETİ LANGAZA KAZASINA AİT KÖY-MAHALLE-ÇİFTLİK İSİMLERİ
SELANİK VİLAYETİ LANGAZA KAZASINA AİT KÖY İSİMLERİ
Selanik Vilayeti-Kılkış(Avrethisar)Kazası'na Bağlı Köy,Mahalle Ve Çiftlik İsimleri🇹🇷
Selanik Vilayeti-Kılkış(Avrethisar)Kazası Köy : Paprat -Veisli -Nariş- Pişova -Serçeli -Muzgallı- Hacıeseler- Seslova -Pikova- Şeremetli- H...
-
* Sterna Στέρνα, Arpacık (Арпаджик) * Vathychori Βαθυχώρι, Βαθυχώριον - Araplı (Арапли) * Evrypedo Ευρύπεδο, Ευρύπεδον Aşağı mahalle (Ашаа...
-
Central Greece Orta Yunanistan, Helenya, Helenistan: Aetolia-Acarnania Karlıeli, Karlı İli, Karlıili, Karlı Eli, Etolo-Akarnanya Aitoliko An...
-
TÜRKİYE'DEKİ KAYITLI POMAK YERLEŞİM ALANLARI. ■ Kel Aliço adlı pehlivan bu köyden çıkmıştır. Suluca köy - Keşan (Mecidiye bucağı) - Ed...