Osmanlı Devleti tarafından Rumeli olarak adlandırılan eyalet/bölge Karadeniz'in kuzey kıyılarında bulunan Kefe, Azak kalesi civarı, Moldova ve Romanya'nın Karadeniz sahil şeridi, Tuna ve Sava nehirlerinin güneyi, Uno nehrinin batısı, Kırka nehri çevresi, Adriyatik Denizi'nin doğusu, Akdeniz'in kuzeyi, Ege, Marmara ve Karadeniz'in batısında bulunan çok geniş bir alanı içine almaktadır. Bu bölge idarî anlamda değil sadece coğrafî anlamda Türkler tarafından “Balkanlar” olarak da ifade edilmiştir. Adını batıdan doğuya uzanan ve Bulgaristan'ı ikiye bölen dağ silsilesinden almıştır. Önceleri bu sıradağların adı olarak kullanılan Balkan, daha sonraları tüm Rumeli için kullanılmaya başlanmıştır. Üç tarafı denizlerle çevrili olan Balkanlar dağlık bir bölgedir. Yarımadaya ismini veren Balkan Dağları Yugoslavya'nın doğu sınırından başlayıp Bulgaristan'ın güney batısına uzanır. Bulgaristan'ı doğudan batıya ikiye bölen Balkan Dağları kuzeyden gelen ordulara karşı iyi bir askerî engel oluşturur. Sırbistan ve Makedonya dağlık bölgesinin devamı olan Rodop Dağları Bulgaristan'ın güneyinde yer almaktadır. Trakya'nın kuzeyinden geçip Türkiye'de Karadeniz kıyılarında Yıldız Dağları ismiyle son bulur . Genel olarak bölgenin akarsuları küçüktür. Bundan dolayı Tuna Nehri dışında taşımacılıkta pek kullanılmazlar. Avrupa ve Balkanlar için çok önemli olan Tuna nehri, Almanya'nın güneyinde Karaorman (Schwarzwald) bölgesindeki Brege ve Brigach ırmaklarının birleşmesiyle meydana gelir. Doğu Alpleri'nin sularını alarak Avusturya, Slovakya ve Macaristan'ı geçerek Belgrad'a ulaşır. Burada Sava nehri ile birleşir. Belgrad'dan doğuya dönerek Drava, Drina, Morava, Iskır, Timok, Prut, Olt, Tisa, Siret, Yalomiça nehirleri ile birleşerek Karadeniz'e dökülür. Bölgenin önemli akarsularından olan Meriç nehri Balkan ve Rodop Dağları arasından çıkarak Tunca ve Arda ile birleşerek Ege Denizi'ne dökülür. Karasu (Struma), Mesta Karasu, İnce Karasu (Vistrica) ve Küstüm (Salambiriya) Ege Denizi'ne dökülen diğer nehirlerdir. Aspirapotamos ise Yanya'dan çıkarak İnebahtı Körfezi'ne dökülür. Adriyatik Denizi'ne ise Voyusa, Devol, Drin, Neretva ve Kırka nehirleri dökülmektedir. Bölgenin en doğusunda yer alan Una nehri Sava ile birleşerek Tuna nehrine katılmaktadır. Tuna nehir taşımacılığına uygun olduğu için eskiden beri hem askerî hem de ticarî taşımacılıkta kullanılmıştır. Osmanlı Devleti için de stratejik öneme sahip olmasından dolayı sancakbeyliği seviyesinde Kapudanlık-ı Mohaç , Kapudanlık-ı Nehr-i Tuna veya Tuna Kapudanlığı/Tuna Kapudanı isimleriyle idarî bir teşkilât kurulmuştur. Osmanlılar nehirlere uygun, ince ve uzun olarak yaptıkları gemilerden meydana gelen ince donanmayı Fırat, Nil, sığ olan deniz kıyılarında ve bazı göllerde kullanmışlardır. Özellikle Tuna'daki
ince donanma meşhur olup, Karlofça'ya kadar iki kaptanın, Karlofça'dan sonra ise tek kaptanın yönetiminde nehir güvenliğini sağlamıştır. Balkanlarda Akdeniz iklimi ve karasal iklim olmak üzere iki ana iklim tipi görülür. İstanbul'dan Yunanistan, Arnavutluk ve Hırvatistan'da Trieste'ye uzanan kıyı kesiminde Akdeniz iklimi kendini gösterir. Bu bölümde yazlar sıcak ve kurak, kışlar ise yağışlı ve serindir. Bu iklim bölümünde zeytin, üzüm, incir ve turunçgiller yetişir. İklimin etkisi hayvancılık üzerinde de görülür. Geniş otlaklar ve ormanların bulunduğu iç kesimlerde inek, domuz gibi hayvanlar; Akdeniz ikliminin etkili olduğu bölümlerde ise koyun ve keçi besiciliği yapılmaktadır. Güneyden kuzeye gidildikçe Rus ovalarından gelen soğuk rüzgarların etkisiyle karasal iklim etkisini gösterir. Karasal iklim bölgelerinde yağış miktarı fazladır. Geniş ormanlık alanlar oluşmuştur. Buğday, mısır, çavdar ve yulaf gibi ürünler yetiştirilmektedir. Bu kesimlerde bulunan gümüş, demir, kurşun, bakır ve altın madenleri Osmanlı Devleti tarafından da işletilmiştir. Yunan, Türk, Bulgar, Sırp, Boşnak, Arnavut, Hırvat, Makedon, Eflak (Ulah), Hırvat, Karadağlı, Pomak, Çingene/Kıptî ve az sayıda Yahudi'nin bulunduğu Rumeli eyaletinde her etnik grup kendi dilini kullanmaktadır. Hırvatlar hariç Rumeli'de yaşayan Hıristiyanların tamamına yakını Ortodoks mezhebindendir. Türkler ve Boşnakların tamamı ile Arnavutların büyük çoğunluğu müslümandır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder